Burası Benim Dünyam! -
İstediğim herşeyi yaparım. Çünkü, -
Burası Benim Krallığım! -

burasibenimkralligim

icimdekisavas

 
Bu Benim Dünyam !
İçim yanıyor sanki bu gece. Sebepsizce. Oysa ki güne yeni umutlarla başlamıştım. Nedir nedeni ? İnanın hiçbir fikrim yok. Ben bu gün yorgunum sanki,Herzamankinden biraz daha fazla. Bitkinim sanki, Bu satıları yazmaya mecalim yomuş gibi.Uykusuzum birazcık, Tıpkı hayallerimi çaldıkları gibi uykumu da beraberinde almışlar sanki.Kaç sigara söndü bu gece küllüğümde saymadım. Sadece her söndürdüğüm izmaritin acısını çektim,sanki küllüğümde değil de bedenimde söndürmüşüm gibi. Size oluyor mu bilemem, Ancak bana sık sık oluyor.Çok ani duygu değişimleri yaşıyorum bu aralar. Hayattan kopuyorum birkaç saatliğine. Bundan nefret ediyorum ben.Ya sıkı sıkı sarılmak istiyorum ya da, hepten kopup gitmek. Ortada biryerlerde kalmak, uçurtması kopup giden çocuk gibi çaresizlikten ziyan olmak gibi. Ziyan oluyorum her geçen gün ziyadesiyle. Bedenim dünyada, Aklım onda, Ruhum ise dünyadan kopmuş bir vaziyette. Sanki uçup gitmek istiyor. Bu bedene tıpkı bir mahkum gibi hapsolmuş. Bedenin gardiyanı kalbim. İzin vermiyor bir türlü. O hala herşeye rağmen "bir umut" Diyor. Aptal. O tam bir aptal. Bu kadar basit kanmamalı insanlara. Bunca şeye rağmen hala bir umut demesinin sebepleri varmış.Ona anlam vermek zor. Zaten başıma ne geldiyse kalbim yüzünden geldi. Kimseyi kırmak istemedi. Ve kendisi bir camın tuzla buz olması gibi parçalandı.Ben demiştim ona, "Beni dinle, Herşeyi bırakıp gidelim, İnsanlar değer haketmeyen varlıklar haline geldiler." demiştim. Ben kim miyim ? Ben bu bedeni yöneten asıl kişiyim. Bölünüyorum sanki bu gece, onlarca farklı ses uyarıyor benliğimi. Ve ben yine kendimi müzik eşliğinde sigara içerken buluyorum. Tüten dumanım kadar gözümdeki yaş. Biliyor musun? Ben artık ağlayamıyorum.Bir gölet gibi birikiyor gözyaşlarım. Sessizce usul usul yanağımın kenarından akıp gidiyor. Eskiden salya sümük ağlar rahatlardım ben.Şimdi ise yalandan akan 2 damla göz yaşının oluşturduğu bir gölet. Ne gölet ama! Yarısı uyku ilaçlarının etkisinden arındığım gün gözlerimde biriken çapak.Bir bataklık misali, Gözümde ki çamur diyorum ben buna. Gözyaşı ve çapağımın harmanlanması. Göz sinirsel yapı olarak beyne bağlıdır.Beynim kalbimin aksine hiç affetmez. O gözlerde biriken bataklığa bir insan batarsa, Çıkması çok zordur amma velakin kimseyle küsmez o. Sabreder. Çünkü o tek seferde siler bir insanı. Ve defterden bir insanı sildiğinde asla bunun geri dönüşü olmaz. Ahmak! O tam bir ahmak. Ona defalarca dedim"İnsanları silebilirsin kendinden, Unutabilirsin. Ancak hatıraları ben taşırım. Buraya giren insan çıkamaz" diye defalarca dedim. O ise hep birşeyler düşünüyor,Herzaman demişimdir ona ben "Düşünme, Düşündükce daha da fazla esaret." Böyle işte aklım kalbime muhalefet iken ben nasıl ben olayım(!). Ruhum Özürlük isterken,aklımın düşüceleriyle nasıl esarete yenik düşebilirim. Kalbim bunca şeyi affederken, Hala bir umut var derken, Nasıl bitirebilirim ben. Kendimle bir mücadele içindeyim, Bir savaş adeta. Ancak yaralanan sadece ben oluyorum.  Korkuyorum! Bu savaş bir gün bitecek, Ve Kazanan da ben olacağım KAYBEDEN DE.
 
 


İçim dışım gereksiz bi savaşta hep vatan gibi.
Fakat birisi kurtaracak gelip bigün ATAM gibi.


 
Bugün 14034 ziyaretçi (54003 klik) kişi burdaydı!
Tüm Hakları Saklıdır.Can Atila
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol